Alevilikte Inanç - Seyyid Hakkı sayfamızı önerelim ve yönlendirelim. Seyyid Hakkı, 1965 Dersim doğumlu ve Ehli Beyt yazarı, Seyyid Seyfettin Ocağı evlatlarındandır. Aşk ile Canlar...
Seyyid Hakkı
Seyyid Seyfeddin Ocağı

Şii inancına göre



Şii inancına göre

 

Şeriatı seslendiren Sünni İslam ile Şii İslam’ın inanç ve ibadet bakımından fazla farklılıkları yoktur. Her ikisi de şeriat kurallarına bağlılıklarıyla aynileşmektedirler. Ancak, Şiiler, Hz.Ali ve Ehl-i Beyt sevgisiyle Anadolu Alevilerine yakın görünürler. Ama, inanç ve ibadette birbirlerine pek yakın değillerdir. Tersine, İran’da hüküm süren Şiilik, şeriatın katı kuralcılığında acımasızdır. Her ne denli Hz.Ali ve Ehl-i Beyt sevicisiyse de Anadolu Alevisi gibi hoşgörüllü değildir. Tıpkı, “Hz.Ali’yi sevmek Alevilikse, ben de Aleviyim” demesine karşın, Alevilerin cemevini yıkacak kadar zalimleşen İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi...

 

Hilleyi  şerriyeyi iyi bilen kurtlar, şimdi kuzu postuna bürünmeye çalışıyorlar. Anadolu Alevilerini asimile etmek için her türlü yolu deneyenler, şu an İran’da hüküm süren Şii katılığını, Türkiye’de yumuşatmak istemektedirler. Bu konunun altını çizerek Alevilerin uyanık olmalarını diliyoruz.

 

Kars’ın Iğdır Azeri Türklerinden olup Irak’ın Necef kentindeki Hz.Ali üniversitesinden diploma alan ve halen İstanbul’daki imam Ali Camisi’nde hocalık yapan Şii Ali Bayar, kendisini Alevi sayarak Alevi toplantılarına katılıyor ve dini vaazlarda bulunuyor. Biz de kendisinden bir cenazenin nasıl kaldırılacağı konusunda görüşlerini rica ettik. Mustafa Çelik dostumuzun aracılığıyla 20 Kasım 1994 günü Şahkulu Sultan Dergahı’nda buluşturk. Bizi kırmadılar ve kendi elyazılarıyla aynen şunları söylediler:

 

“İmam Sadık fıkıhında cenaze hükümleri beş bölüme ayrılır:

1- Ölüm halindeki hükümler,

2- Cenaze gusulü hükümleri,

3- Kefenleme hükümleri,

4- Cenaze namazı hükümleri,

5- Defin etme hükümleri.

 

Ölüm halindeki hükümler: Can üstünde olan bir kimsenin yüzünü kıbleye çevirmek, üzerinde Kur’an okumak Kelimeyi Şahadeti telkin etmek: Lailahe illellah, Muhammed’en Resulullah, Aliyyen Veliyullah.

 

Cenazeyi yıkama hükümleri: Önce cenazeyi tertemiz sabunlu suyla yıkamak lazım. Yıkadıktan sonra üç tane gusül vermek gerekir. Önce sidir denilen maddeyi suya karıştırıp hazırlanır:

 

A- Sidir gusül veriyorum, kurbeten ilellah, diye niyet edip tası doldurup cenazenin başından boyun kısmının bitimine kadar dökülür. Tekrar tas doldurularak sağ omuzdan sağ ayağın parmaklarının ucuna, bedeninin yarısını kaplayacak şekilde dökülür. Ve tas doldurularak cenazenin sol tarafı da sağ tarafıda olduğu gibi gusül verilir.

 

B- Kafuru maddesini suya karıştırdıktan sonra yukarıda tarif ettiğimiz üzere “Kufru guslü” veriyorum, “kurbeten ilallah” deyip tertibi şekilde önce baş, sonra sağ taraf, daha sonra sol tarafa gusül verilir.

 

C- Halis suyla, yani hiç bir şeyle karıştırılmadan halis suyla bu cenazeye tertibi gusül yapıyorum. “kurbeten ilalah” diye niyet ettikten sonra tarif edildiği üzere gusül yapılır.

 

Kefenleme hükümleri: Kefen üç parçadan oluşur.

a- Dizlerini kapayacak şekilde boğazdan geçirilen gömlek,

b- Belden bağlanan ayak topuklarına kadar inecek peştemal,

c- Bütün bedeni örtecek, ayak ve baş taraftan bağlanabilecek şekilde büyük gömlek.,

 

Kefenlemede şu hususlara dikkat edilmelidir:

a- Defin ederken kefen necis (pis) olmamalıdır. Diğer kefene kan ve benzeri şeyler değmişse temizlemek veya mümkünse kefeni değiştirmek lazımdır.

b- Cenazenin ağız ve makat kısmını pamuk konulmalıdır.

c- Cenaze otopsi olmuş veya kaza geçirmişse, ılık suyla yıkanmalı ve gusül edilmelidir.

d- Herhangi bir kaza sebebiyle beden parçalanmışsa, yıkanılacak gibi değilse, gusül yerine teyemüm yapılmalıdır.

 

Teyemmül nasıl yapılır?

 Önce, bu cenazeye gusül yerine teyemmüm (Su bulunmayan yerde su niyetiyle toprak ile abdest alma) yapıyorum, diye niyet edilmelidir. Cenazeye gusül verecek kimse her iki elini temiz toprak üzerine vurduktan sonra cenazenin anlında başlıyarak yüz kısmını, burun ucuna kadar mesetmelidir. Sonra sağ eliyle cenazenin sağ elini, sol eliyle de cenazenin sol elini bilek kemiğinden başlıyarak elin bütün üstünü mes etmelidir.

 

Gusül kısmında bahsettiğimiz her üç gusül yerine birer tane teyammüm etmelidir. Yani üç tane teyammüm adilmesi lazım.

 

Cenaze namazı: Cenaze tabuta konulduktan sonra namaz kılınacak yere baş kısmı, namaz kıldıracak kimsenin sağ omuzuna gelecek şekilde bir karıştan fazla, yerden yüksek olmayacak şekilde bir şeyin üzerine konulmalıdır. Cenaze namazı, beş tekbirle kılınmalıdır. Hoca ve cemaat, kıbleye yönelerek bu meftaya cenaze namazı kılıyorum. Kurbetten ilellah, diye niyet edip tekbir aldıktan sonra şöyle okunmalıdır:

 

Birinci tekbirden sonra:

Eşhedü enlailahe ilellah vehdehü laşeriyetelehü ve eşhedü enne Muhammed’en Abdühü ve Resuluhü ve eşhedü enne Aliyyen ehede aşere evladehül masumiyne hacecüllah.

 

İkinci tekbir:

Ellahümme selli ela Muhammed’in ve Ali Muhammed ve barik ela Muhammed’in ve Ali Muhammed ke, efzeli ma salleyete ve berakte ve terehhemte ela İbrahim ve Ali İbrahim inneke hamidün mecid ve selli ela cemiyül enbiyai vel Mürsel’in veşşühedai vessalihin.

 

Üçüncü tekbir:

Ellahümmeğfir lilmüminiyne vel miminat vel müslimiyne vel müslümat. El ehyaü minhüm vel emvat tabii beynana ve beynehüm bil hayrat inneke mücibüddevat inneke ela külli şey’in kadir.

 

Dördüncü tekbir:

Ellahümme inne haza abdüke vebnu abdike vebnu emetike nezele bike ve ente hayrü münzilün bihi ellehümme inna la malemü minha illa hayran ve ente alemü bihi minna ellahümme in kane mehsinen fezid fiy ihsanihi ve in kane müsiy en fetecavez en seyyiatihi mağfir lehü inneke ela kulli şey’in kadir.

 

Bu fasıl, beşinci tekbir söylenerek bitirilir.

Eğer mevta kadınsa, üçüncü tekbirden sonra şu dua okunur:

Ellahümme inna hazihi emetüke vebnetü ebdie vebnetü emetike nezalet bike ve ente hüyrü münzilin bihe ellahümme inna lanalemü minha illa hayren ve ente e’alemü biha minna ellahümme in kanet mehsineten fizid fiy insanihe ve in kanet müsiyeten fe tecavez en seyyiatiha meğfir liha birahmetike ya erhemerahimin.

 

Ali Bayar hocaya müdahale ediyoruz: Anadolu Alevisi, kendi diliyle ibadetini yapar, gülbengini söyler, duasını okur. Bunları anlıyacağımız dile çeviriniz, dinliyenler ne söylediğinizi bilsinler.

 

Şiiler “Biz de varız” diyorlar

Genç Ali Bayar hoca ile daha sonra görüşüyoruz. Türkiye’de yaşayan Şiilerin, Sünnilerden farklı olduğunu söyliyen Ali Bayar, Alevi örgütlenmelerinde kendilerinin gözardı edilmelerine tepki veriyor ve “Biz de, Emevi anlayışlı Sünni İslam’a karşız” diyor, devam ediyor: “Bizim İslamlığımız, Hz.Ali İslamlığıdır; Ehl-i Beyt ve Oniki imam İslamlığıdır. Biz, Türkiye’de kabul görmeyen imam Cafer mezhebine mensubuz. Anadolu’da yaşayan Aleviler de Caferidir. İbadet biçimlerimiz değişik olsa da, Hz.Ali’yi baş imam ve halife saydığımız için hepimiz Aleviyiz ve Caferiyiz.

 

Biz, mensubu olduğumuz mezhebimizin gereklerini yerine getiriyoruz. Kendi camilerimizi yapıyoruz; inancımızın temelini oluşturan Kur’an’a bağlı kalarak namazımızı kılıyoruz. Bununla beraber “Türkiye’deki camileşme, Sünni Hanefi inancına göre yapılır” dayatmasıyla karşılaşıyoruz ve resmi makamlarca kabul görmüyoruz. Ama direniyoruz. Cami ve mescitlerimizi açıyoruz. Kendi canezelerimizi kendi inancımıza göre definediyoruz. Bir çok Alevi toplantılarına katılıyorum; görüyorum ki, çok değişik ve dağınık uygulamalar var. Bunları toparlamak ve Caferi mezhebine göre yönlendirmek gerek.

 

Biz, imam Ali’nin koyduğu ve Oniki imamlar’ın uyduğu kurallara uyuyoruz. Gerçek Ali yolu, O’nun koyduğu kurallara uymaktır. O’nun gibi namaz kılmak, O’nun gibi İslam olmaktır... biz, Ali’siz Muhammed’i, Muhammed’siz Ali’yi düşünmüyoruz. İki bedende bir can olan Muhammed-Ali, İslamın temelini oluşturmaktadır. Biz, Ebubekirci, Ömerci değiliz. Muaviye ile Yezid’e en çok lanet okuyanız. Esas islam biziz, Kur’an bizim, namaz bizim, oruç bizimdir.

 

Biz peygamber’i hak bilmezsek, Kur’an’ı öğrenemezsek, namazı kılmazsak, dinsiz imansız oluruz. Karşı tarafın suçlamalarından kurtulamayız. Biz, İslam’la dinliyiz, biz peygamber ve Kur’an’la imanlıyız... Diyor ki Hz.Muhammed, “Size iki değerli varlık bırakıyorum, birisi Kur’an’ı Kerim diğeri Ehl-i Beyt’imdir. Bunlara sıkısıkıya sarılan cennete bana ulaşır.” Kur’an, bize peygamberimizden miras kalmıştır. Biz, Kur’an’a da, Ehl-i Beyt’e de sıkısıkıya bağlıyızdır. İnancımız odur ki, yanlışta olanlar, birgün mutlaka bu gerçeği görecek ve bize katılacaklardır.”

 

 Ali Bayar hocanın inancına saygı duyuyoruz. Ançak Şii inancıyla camili ibadet ederlerken, lütfen kendilerini Anadolu Alevileri gibi göstermesinler. Ve “Bir gün Aleviler de bize katılacakladır” mantığıyla hareket etmesinler....

 

Eğer Anadolu Alevisini, ille de camiye çekmek istiyorlarsa, Anadolu Alevisi, o camiye Dedesiyle, Piriyle, Mürşidiyle gelir, postunu serer, oturur. Hak Muhammed Ali meydanında bağlamasıyla, deyişiyle Semah döner, gülbeng çeker. Kendi anadiliyle dua okur, 12 hizmet ile ibadetini yapar.

 

Kendileri, böyle bir ibadeti camide düşünebilirler mi acaba ????????

Biz Anadolu Alevileri olarak bu anlamda camide ibadet yapmayı yadırgamıyoruz.

 

Seyyid Hakkı

Kaynak: Lütfi Kaleli, Binbir çiçek mozaiği Alevilik

Can yayınları 36


Alevilikte Inanç - Seyyid Hakkı sayfamızı önerelim ve yönlendirelim. * YouTube, Alevilikte inanç-Seyyid Hakkı kanalımız: https://www.youtube.com/user/YediDeryaSohbeti62 * YouTube, Hakk Dergahı TV kanalımız: https://www.youtube.com/@hakkdergahitv8618 * Facebook, Hakk Dergahı muhabbet grubumuz: https://www.facebook.com/groups/244039227002241 * Fcebook, Hakk Dergahı Ilim Irşad sayfamız; https://www.facebook.com/profile.php?id=100057353323519 * WEB sayfamız, Alevilikte Inanç-Seyyid Hakkı; https://www.alevilikte-inanc.de/ * Facebook, Seyyid Hakkı özel sayfamız; https://www.facebook.com/SeyyidHakkiAL/ Aşk ile Canlar...